H.E.S lerle ilgili  panel  Bağcılarda  Giresun-Görele-İnanca Köyü Derneğinde düzenlenmişti.

Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Aleattin BOBAT, Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Fehmi ÇALIK ile beraber Kocaeli’nden yola koyulduk.. Buz gibi bir Pazar sabahında halen daha sıcacık yataklarımızda yatmak varken düşmüştük yollara.

   Yaklaşık 30 yıllık arkadaşım Alaeddin  tanıştırmıştı Fehmi hocayla beni.. Çanakçının Akköy Köyündenmiş. İlk ve Ortaokulu Çanakçıda okuduktan sonra İstanbul’a göçmüşler.  Yazları zaman buldukça  köyüne gidebildiğini, ancak 5-10 gün kalabildiğini söylüyor.   Yol boyu sıcacık sohbetlerle sürüyor… Kavacık sapağında  otobüsten iniyoruz.. Davut GEÇİR ve M.Murat UĞURLU Hocam karşılıyor bizleri… Davutun arabasına biniyoruz tıkış-mıkış…   Ver elini Bağcılar.

   Yaklaşık90-100 kişi vardı panele katılan… Doğa Derneğinin  hazırladığı  H.E.S konusunu oldukça çarpıcı bir dille anlatan  “Anadolu İsyanda” sunumuyla başladı panel.

   Mimarının Doğa Derneği Başkanı Sayın Güven EKEN’in olduğunu öğrendiğin son derece basit ama bir o kadar etkileyici su çevrim maketi ile suyun dağlardan nasıl pompalandığını ve önüne set çekildiğinde veya insan eliyle  müdahale edildiğinde nasıl bir sonuç ortaya çıkacağını Doğa Derneği Aktivistleri  o kadar güzel anlattılarki. Bundan sonrası bu görsellerin teorisiydi  adeta ..

   Tüm konuşmacılar  konusunun hakimiydiler..Gayet akıcı ve izleyenlerin de sordukları sorular ve deneyimlerinin aktarımıyla  son derece verimli bir 4 saat sonunda herkesle öpüşerek  ayrıldık  İnanca Köyü Derneğinden.

seviyorum seni ekmegi tuza banıp yer gibi
geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi,

   Bunca yıllık dostluğumuza karşın her seferinde bir başka yönünü keşfettiğin Alaeddin  konuşmasına Nazım'ın bu dizeleriyle başladığında  herkes gibi bende pür dikkat kesilmiştim.. H.E.S.  konusunda  daha güzel sözcük seçimi yapılamaz, bu kadar güzel vurgulanamazdı suyun yaşamımızdaki yeri sanırım.

   Şaka maka değil tam 4 saat boyunca  konuşmuştuk.. Karınlarımız açlıktan guruldamaya başlamıştı  artık…

   Yeni Bosna’da  hemşerimiz Metin KARADENİZ’in mekanında aldık soluğu….

günde kaç milyon insan ölür yeryüzünde
doğar kaç milyon
kaçı yaşadım diyebilirdi
kaçı yaşadım diyebilecek
kaçı günde üç öğün yemek yiyebilirdi
kaçı yiyebilecek

   Nazım bu dizeleri bizim gibiler için yazmadı elbet ama biraz daha gecikseydik yemek için sanırım bizde ölecektik açlıktan..   Gözümüze fer dilimize güç gelince mekanı dolduran çoğuyla o gün tanıştığımız dostlarla muhabbete koyulduk…

Kirazın derisinin altında kiraz
Narın içinde nar
Benim yüreğimde boylu boyunca
Memleketim var

   Bedri Rahmi EYÜBOĞLU’nun  bu sihirli dizeleri sanki bizi anlatıyor… Hep memleketten , ne yapılabilirlikten ve yapamadıklarımızda konuştuk ta konuştuk..

   Derken Davut’un Kemençenin 8. Ustası diye nitelendirdiği gencecik Kemençe Sanatçısı Baransel yayı sürtmeye başlayınca elindeki üç telli, perdesiz mucize enstrümana ortaya yürek yangınlarımız, sevinçlerimiz, hüzünlerimiz daha bilmem neler nelerimiz döküldü… O çağlayan gibi çağıl çağıl akan gür ve duru sesiyle kulaklarımıza uzun zaman unutamayacağımız nefis bir ziyafet çekti…

                Çetin IŞKIN,Sefer AYDIN,Temel GEÇİR, Bayram DİLKİ, Metin, Ömer ve Salim GEÇİR, Köksal ŞENGÜN ve Metin KARADENİZ  ile geçirdiğimiz  sımsıcak bir İstanbul gecesinin ardından  yine yola düşme vakti geldiğinde hüzünle ayrıldık dostların arasından… 

   Bu gün bu panel olmasa bu kadar can dostu tanıyamayacaktım…. Böyle bir ortam paylaşamayacaktım… Helede Kemençenin 8. Ustası Baransel gibi  bir üstaddan habersiz kalacaktım uzun bir müddet daha… YAŞASIN H.E.S LER…!

Davut  bizi Kavacık’a getirdi ve oradan İzmit otobüsüne bindik gecenin bir yarısı… Yol boyu Baranselin büyülü nağmeleri ve kocaman koromuzun hep bir ağızdan söylediği türküler çınlıyordu kulaklarımda…..

Sis dağının başları da

Kesme kesme daşları

Adamı öldürüyu

Nazlı yarin gaşları.

Oy Asiye Asiye

Tütün goydum keseye

…….

…….

Sis Dağının başları da

Püfür püfür esiyu

Baban bu yıl gurbanı

çifter çifter kesiyu.

…….

…….