Önce AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan’ın, ardından ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Giresun mitingini ilgiyle izledik.

     AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan’ın 2007 Genel seçimlerinde ağzına almadığı OR-Gİ Havaalanı ve Eğribel tüneliyle ilgili açıklamalarını önemsedik.

     Çünkü yıllardır Sivil Toplum Kuruluşları’nın gündemde tutmaya çalıştığı, milletvekillerinin oyalamakta olduğu bu iki önemli projeyi devletin en üst düzey yetkilisinden duymuş olduk.

     Artık biliyoruz ki OR-Gİ ve Eğribel tüneli devletin gündeminde.

     Başbakan Erdoğan’ın “OR-Gİ Havaalanı’nın temeli yıl içerisinde atılacak, Eğribel tünelinin ise proje ihalesi yapıldı” açıklamalarını önemsiyoruz.

     Çünkü Başbakan Erdoğan’ın bu açıklamayı seçim vaadi olarak verdiğini düşünmüyorum.

     Nedenine gelince 2007 yılında da bir seçim vardı. O zaman ise Giresun’un OR-Gİ Havaalanı’ndan önce başka öncelikleri var ifadelerine yer vermişti.

     2010 yılında yapılan referandum öncesi ise Başbakan Erdoğan yine Giresun’daki mitinginde Giresun için artık OR-Gİ Havaalanı vakti geldiğini müjdelemişti.

     Bu açıklamaları dikkate alacak olursak demek ki verilen OR-Gİ Havaalanı ve Eğribel tüneli vaatleri öyle sıradan seçim propagandası yapmak amacıyla söylenen laflar değil.

***

     CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise Giresun’a özgü bir proje vaadinden bahsetmedi. Ülke genelinde yaptığı diğer miting ve açıklamaların haricinde de bir konuya girmedi. Aile sigortası ve her eve 600 TL yardıma ilişkin kendince kaynak açıkladı. Açıklanan kaynağın gerçekçi olup olmadığından daha önemlisi ‘Bu ülkede aç yatan çocuk bırakmayacağız’ sözleriydi.

     Giresun ve bölge ile ilgili yalnızca fındık politikasına değindi. Fındık borsasını bölgeye alacaklarını iddia etmesi de çok önemliydi.  

***

     Herkesin AK Parti mi yoksa CHP’nin mitinginin mi daha kalabalık olduğunu merak ediyor. Doğrusu bu noktada göz yanılması olabilir. Herkesin tahmini değerlendirmesi farklı sayılar olabilir.

     Fakat AK Parti’nin mitinginin CHP’den biraz fazla olduğu kabul edilecek bir gerçek. Aradaki fark ise öyle abartılacak bir rakam da değil doğrusu.

     Bana göre de zaten miting alanlarını kimin daha çok doldurduğu değil, kimin daha çok gerçekci projeler sunabilmesi önemliydi.

     Hatırlarsanız 2007 yılı seçimleri öncesi Cumhuriyet Mitingleriyle alanlar dolup taşıyordu. Herkes metrekareye 10 kişi sığdırıyordu. Bu rüzgarla bu AK Parti gider dediğimiz yerde ne oldu. AK Parti oyunu yükselterek iktidara geldi.

     Dolayısıyla ne meydanların dolup taşmasına ne de boş olmasına aldanmamak gerekir.

***

     Şunu söylemeliyiz ki CHP’de 12 Haziran’da çıkacak sonucu en fazla CHP köklerinden yetişenler merak ediyor. Onların merakı CHP’nin 2 vekillik alıp almayacağı ile ilgili değil.   CHP’nin 2009 Yerel Seçimlerindeki oylarını koruyup koruyamayacağı ile ilgili.

     Ancak Kılıcdaroğlu ile ilgili bir gerçeği ifade etmek gerekir.

     2007 ve daha önceki seçimde kimseden “Deniz Baykal için CHP’ye oy veririm “sözünü duymuyorduk.  

     Daha çok “Deniz Baykal varken ben bu partiye oy vermem” diyenleri görüyorduk. Oysa şimdi yalnızca CHP’li değil, diğer sol partililerce de “Kılıçdaroğlu için bu sefer CHP’ye oy vereceğim diyenler ortaya çıkıyor.