Değerli okuyucularım birçoğumuzun da yakından bildiği üzere ülkemizde atanamayan öğretmenler diye bir sorun mevcut. Bu sorun öyle büyük bir hal almış ki neredeyse karşılaştığım her insanın ya ailesinde ya da yakın bir çevresinde atanamamış bir öğretmen var. Nasıl olmasın ki! Şu anda Türkiye ‘de 300.000 civarı atanamamış öğretmenin olduğu telafuz ediliyor.300.000 demek, dile kolay çeyrek milyondan fazla insan demek. Eğitim fakültesinden 2007 yılında mezun olmuş biri olarak yazıyorum.

Ataması yapılmayan öğretmenler önce lise sonrası ÖSS dediğimiz bir sınava girdiler. Bu sınavdan başarılı oldukları için öğretmen yetiştirmek amacıyla açılmış bir eğitim fakültesine kaydoldular. Bilindiği üzere de eğitim fakültesine giden öğrencilerin birçoğu da ekonomik olarak sıkıntılı ailelerin çocuklarıydı. Doğal olarak da bu öğrencilerin hatırı sayılır bir kısmı bir yandan dışarıda bir işte çalışıp diğer yandan da okuluna giderek eğitimini tamamladı. Eğitimini başarılı tamamladığı için de öğretmen olabilirsin manasına geldiğini düşündüğü diploma denen koca bir karton parçasını okulundan aldı. Fakat yanılmıştı, gaflete düşmüştü. Daha önünde KPSS diye adlandırılan kocaman bir sınav engeli vardı. Bu engeli aşması için büyük masraflara girerek KPSS kursu veren özel dershanelere gitmesi gerekiyordu. Bu dershanede üniversitedeki hocalarının onlara kazandıramadığı eksik kalan bilgileri öğrenecek önüne konan KPSS engelini geçecekti. Öyle ya KPSS kursu veren dershanelerdeki hocalar üniversitedeki profesörlerden bile daha iyi öğreticiydi. Bu kurslarda atanmak için biçare bekleyen öğretmenlere binlerce sayfalık kalınca kitaplar verilecek. Yüzlerce, binlerce test çözdürülecek, onlarca belki binlerce deneme sınavı yapılacaktı. Yani totalde bekli de yüz binleri bulan soru önlerine konulacaktı. Diplomalı aday girdiği sınavın sonucunda yeterli puanı alamaz ise ta ki atanana dek 3 sene 5 sene 7 sene vs. fark etmez atanıp atanmayacağı derin bir muallak olan bir sınav için gece gündüz çalışacak. O yaşta utana sıkıla ailesinden aldığı parayla dershane ücreti verecek, test alacak, deneme sınavı alacak, dolmuş ücreti verecek, aç sefil yollara düşecek vs....

Bitmedi bir şey daha var. Atanamayan öğretmenin atanma dışında bir seçeneği daha vardı. O, ücretli öğretmenlik de yapabilirdi. Asgari ücretin belki de yarısı kadar bir ücretle ücretli öğretmenlik mesleğini yapacaktı. KPSS den başarılı olup devlet tarafından öğretmen olmaya layık görülmeyen o kişi ne yaman bir çelişkidir ki tabiri caizse üç kuruşluk bir ücretle öğretmen olmayı kabul ettiğinde MEB’in okulunda aynı öğrencilere öğretmen olabiliyordu…                                        

    DEVAMI GELECEK

 NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz