• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cavuslutesisleri
  • https://twitter.com/cavuslu_org
Üyelik Girişi
ÇAVUŞLUDAN
Facebook ta ÇAVUŞLU HABER

ÇAVUŞLU DA DÜĞÜN TARİHLERİ
GİRESUNSPOR

GÖRELESPOR
GÖRELEYİ CANLI İZLEYİN
İLLER ARASI MESAFE
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.224632.3537
Euro34.609234.7479
NAMAZ VAKİTLERİ
Hava Durumu
google Reklam
Site Haritası

sanalbasin.com üyesidir

EYNESİL-ÖZGÜR-DER'DEN BASIN AÇIKLAMASI

09/09/2012

 

ÖZGÜR-DER Genel merkezin her okulların açılacağı dönemde gündemleştirdiği Başörtüsü yasağı ve andımız saçmalığının son etkinliğine Özgür-der Eynesil Temsilciliği de destek verdi.

 Özgür-der Eynesil Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada ‘Yasak ve dayatmaların İslami Kimlikle çeliştiğini, aynı zamanda hukuksuz ve çarpık olduğu, Müslümanların dikkate alacağı tek unsurun Allah’ın rızası olduğunu vurgulandı. Çocukların ilkokula adım atar atmaz andımız dayatması ile karşı karşıya kaldığı ifade edilen açıklama da, andımızın Türklük şuuru kazandırmaya ve bu şuur üzerinden diğer insanlara karşı bir düşmanlık oluşturmaya yönelik Mustafa Kemal’in kadroları tarafından oluşturulduğu söylendi. “Biz bu anda karşı çıkıyoruz çünkü bu ‘ant’ ‘Ne Mutlu Türk’üm Diyene!’ diyor. Fakat biz Türk, Laz, Çerkez, İngiliz vs olmakla erinme ya da övünme duygusu yaşanmayacağına inanıyoruz.” denilen açıklamada ayrıca ‘Varlığım Türk varlığına armağan olsun’ ifadesinin de Müslümanlar açısından yanlış bir ifade olduğunu ve Müslümanın varlığına ancak Allah’ın rızasına armağan edebileceği belirtildi. Ayrıca yine andımız da geçen ‘açtığın yolda, gösterdiğin hedefe’ ibaresinin de yersiz olduğunu, Müslüman’ın ancak Hz. Muhammed, Hz. Musa, Hz. İbrahim, Hz. Adem gibi Resullerin açtığı yoldan ilerleyebileceği vurgulandı.

 

Özgür-der’in yaptığı basın açıklaması metni;

Ant Dayatması ve Başörtüsü Yasağına Her Kademede Son Verilsin!

Yeni bir eğitim-öğretim yılı daha eski sorunların, köhnemiş resmi ideolojik dayatmaların gölgesi altında açılıyor. İnsan ve toplum iradesinin üzerine düşen bu koyu gölgenin yol açtığı sıkıntıların azaltılması adına bazı adımların atıldığı muhakkak. 28 Şubat darbe sürecinin kesintisiz eğitim dayatmasına son verilerek kademeli ve seçmeli eğitim programına geçilmesi, okulları kışlalaştıran Milli Güvenlik derslerinin kaldırılması ve resmi törenlerin en azından stadyumlar boyutuyla iptal edilmiş olması öğrencilerin üzerindeki resmi ideolojik dayatmaların bir kısmının tasfiye edilmesi açısından şüphesiz olumlu gelişmelerdir.

 

Bu olumluluklarla birlikte devam eden ırkçı-militarist uygulamaların hiçbir izahının olmadığının altını çizmek istiyoruz. “Andımız” isimli ırkçı-inkârcı metni ilk dört yıl boyunca okumaya bütün çocukları mecbur tutmanın ne anlamı ve faydası var? Hiçbir insani ve ahlaki, pedagojik ve bilimsel anlam ve faydayı ihtiva etmeyen ant törenini zorunlu tutmak çocuklarımızı totemist ve Türkçü şartlanmaya mahkûm etmektir. 6-10 yaş arası çocuklarımızın üzerine boca edilmesi kanunen zorunlu kılınan bu sapkın ve düşmanlaştırıcı andın hemen kaldırılması gerekir. Bir taraftan ırkçı, ulusalcı çetelerin sebep olduğu belalarla uğraşırken diğer taraftan bütün okullarda ırkçı, ulusalcı mantığı yaygınlaştıran müfredat ve pratikleri mecbur tutmaya devam etmek Hükümet açısından izah edilemez bir çelişkidir.

Öte yandan başörtüsünü eğitim-öğretim kurumlarının kronik bir sorunu olarak algılayıp insanlık dışı ve utanç verici bu yasakla seferberlik halinin sürdürülmesine de acilen son verilmelidir. Öğrenci ve öğretmen ayrımı yapmaksızın, sadece İHL’lerde değil, tüm eğitim kurumlarında başörtüsüne sınırsız, şartsız özgürlük tanınmalıdır. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in Kur’an-ı Kerim dersinde başörtüsüne müsamaha gösterilerek diğer derslerde hukukun gereğinin yapılacağını hatırlatmasının kabul edilebilir hiçbir yönü yoktur.

Sayın Bakan hangi hukuktan bahsediyor acaba? 12 Eylül hukukundan mı, 28 Şubat hukukundan mı? Yoksa her ikisine birden kaynaklık eden resmi ideoloji ve askerî vesayet hukukundan mı? Sayın Bakanı bilemeyiz ama en temel hakları ve ahlaki öğretileri ayaklar altına alan böyle bir hukukun meşruiyetine inanmıyoruz. Dolayısıyla da toplum nezdinde meşruiyeti olmayan, kendisine ancak bürokratik oligarşinin dayatmalarıyla iktidar alanı açabilen bir garabet hukukuna öğrencilerin ve toplumun itaate davet edilmesi derin çelişkinin katmerleşmesinden başkaca bir anlama gelmez. Başörtüsü sadece Kur’an derslerinde veya imam hatiplerde değil, tüm okullarda ve tüm kademelerde öğretmen-öğrenci ayrımı yapılmaksızın serbest olmalıdır.


Kürtçenin seçmeli ders olarak müfredatta yer bulabilmesi de yaşanan acı ve sıkıntı dolu süreç göz önünde bulundurulunca önemli ve olumlu bir adımdır. Lakin bu adım ancak anadilde eğitim hakkının tanınması yolunda atılan bir adım olduğu oranda daha anlamlı ve değerli olacaktır.

12 yıla tamamlamak üzere 4+4+4 şeklinde kademelendirilen eğitim öğretimin resmi ideolojik dayatmalardan arındırılmaksızın ve toplumsal talepleri dikkate almaksızın kanunen zorunlu tutulması yanlışta ısrardır. Çocukları devletin malı, kamusal iradenin kurbanı, resmi ideolojinin potansiyel militanı gören bu çarpık mantık terk edilmelidir. Eğitim öğretim sorunu kalabalık sınıflar, servis sorunu, öğretmen ve idarecilerin özlük haklarından ibaret bir sorun değildir.

Birey ve toplumun iradesini hiçe sayan, birey ve toplumu devlet karşısında değersiz ve edilgen varlıklar olarak karikatürize eden resmi ideoloji tabusu yıkılmalıdır. İnsanı, Allah’ın yarattığı irade sahibi onurlu bir varlık olarak kabul eden ve İslam’ın can, nesil, akıl, mal, din haklarına riayet eden bir hukuki düzenleme talep ediyoruz. Başörtüsüne, İslami kimlik ve ibadet hakkına, Allah’ın lütfettiği lisanla öğretim görmeye engel olan tüm düzenlemelerin kaldırılmasını talep ediyoruz.

Anaların hür doğurduğu insanların ne ellerine-ayaklarına ne de zihinlerine prangalar vurulması kabul edilebilir. İnsan olmaktan doğan bütün hak ve özgürlükleri dinî, etnik ve mezhebî herhangi bir ayrım yapmaksızın bütün insanlar adına talep ediyoruz.

Özgür-Der-Haber:Şükrü UZUN

 



2131 kez okundu

Yorumlar

cevap 3     15/09/2012 01:59

en önemli nokta: olaya sadece etnik/kavmi olarak yaklaşıyorsunuz. bu işin bir boyutu tabi ama ben bu konuda da size katılmıyorum. asıl önemli nokta ise işin AKİDEVİ/İMANİ boyutu.Bu ırkçı, varlığını ulusa armağan eden, ‘ulu önder’i kutsayan anlayış Müslüman kimliğimiz, inancımızla ters düşmektedir. HAMD ve SECDE EDİLECEK YEGANE VARLIK olarak ALLAH'I gören, ırk üstünlüğünü, kişi ve kurumları kutsamayı reddeden İNANCIMIZ çocuklarımıza söylettirilen ‘Andımız’ adlı yeminle çatışmaktadır. Mesele bu, anlatmak istediğim bu, sizlerinde anlamadığınız yer burası. Andımız denen metin: Yalnız Allah için olması gereken, Allah’ın dinine şahitliğe adanması gereken varlığımızı ulusal kimliklere armağan ettirme metnidir. Müslümanın Andı... "Benim Namazım, İbadetlerim, Yaşamım ve ölümüm hepsi Alemlerin Rabbi olan Allah içindir". (Enam-162)
Misafir - halil incekara/eynesil özgür-der

cevap 2     15/09/2012 01:29

siz türk olmayan bir çocuğun her sabah bu yalanı söylemesini nasıl kabullenebiliyorsunuz, eğer kürdüm, lazım, şuyum buyum diye size yada çocuklarınıza her sabah and içirilse kabullenebilir misin? bu o çocuklara her sabah yalan söyletmek olmaz mı? sonra da üstelik doğruyum deniliyor. bu bir çelişki olmuyor mu?
Misafir - eynesil özgür-der girişimi

cevap 1     15/09/2012 01:06

İslami kimliğimizin yok sayılması ve bütünüyle cahili bir kimlik inşa çabasının sembolü olan bu ritüel(her sabah and okunması) akıl almaz bir bağnazlıkla sürdürülüyor. Her sabah çocuklarımız etnik temelli bir kimlik izharına zorlanıyor, mutlu olmak için ulusal aidiyete mecbur tutuluyor, yetmiyor, totaliter bir anlayışın yansıması olarak varlıkları ne olduğunu bilmedikleri bir ideolojik kimliğe armağan ettiriliyor! Bu akıldışı komedinin, bu ırkçı ayıbın çoktan bitmesi gerekmiyor muydu? Hala bu saçmalık niye sürdürülmek isteniyor? Andımız” denilen yemin metninin akıldan uzak olduğu gibi İslami inanca aykırı ve ırkçı ifadeler içeriyor. Ant dayatmasının şirk içeren sözlerinin çocuklarımıza zorla okutulmasının büyük bir zulümdür, uygulamanın ırkçı içeriğinden ötürü insani olmadığını da açık.
Misafir - halil incekara/eynesil özgür-der

özgürderin ant dayatması eylemi     14/09/2012 01:37

her şeyden önce şunu vurgulayayım biz müslümanız türklük bir ırk olarak müslüman kimliğimizden sonra gelir ingilizde olabi,lirdik veya japonda Allah teala kuranda (tanınasınız diye sizleri farklı ırklara ayırdık ) buyuruyor onun için bizim böyle ırk takıntımız yok elhamdülillah müslümanlar olarak bir ümmetiz ve gereklerini yapmakla yükümlüyüz ve (türküm doğruyum değil MÜSLÜMANIM DOĞRUYUM ALLAHIN KULU MUHAMMEDİN ÜMMETİYİM atatürkün hiç birşeyi değilim ve olmam içinde kimse dayatamaz ha sen atatürkün neyi olursan ol oda bizi ilgilendirmez bende sana bu konuda herhangi bir dayatma yapamam birbirimizin fikirlerine saygılı olalım .ne kötülük gördünüz diye sormuşsunuz bir sürü hakaret sıralamışsınız daha ne olsun atatürkçülük size bunları yani kemalizmden başka görüşlere hakareti öğretmiş kimsenin piyonu değiliz elhamdülillah DÜŞÜNCEMİZDE ÖZGÜR KENDİMİZDE
Misafir - ayşe güdük

bu haberi kaldırın lütfen     10/09/2012 08:29

Memleketin değişik yerlerinde Atatürk ve silah arkadaşlarına , Türkçülüğe dil uzatanlara alışmıştık. Ama bizim coğrafyamızda, memleketimizde bu tür açıklamaların olması çok üzücü. Çocuklar bu oyuna alet edilmiş, ne farkınız var PKK'dan? Onlar da eylemlerde çocukları öne atmakta ! Benim memleketimin insanının Türkçülük'le ne zoru olabilir? Kimsiniz ? kimlerin piyonusunuz? Her türlü çatışma ortamında birlik olmuş, Türk olduğu için gurur duyan memleketim insanı üzerinde ne yapmaya çalışmaktasınız? Lütfen bu kişilere prim tanımayalım ve bu haberi siteden kaldıralım.
Misafir - rasim türkmendağ

bu nasıl bir haberdir..     09/09/2012 12:47

andımız saçmalığı? bunu hangi yürek yazabildi hangi kafayla yazılmış bir yazıdır bu.. ne kötülüğünü gördünüz ? içinde yanlış tek kelime varmı..bu gün bu topraklarda özgürce ezan-ı muhammediyye okunuyorsa bu Mustafa Kemalin sayesinde değilmidir ey gafil.. bu toprakların çok verimli olduğunu herkes bilir ve söyler . Ne ararsın Tanrı ile aramda Sen kimsin ki orucumu sorarsın? Hakikaten gözün yoksa haramda, Başı açığa niye türban sorarsın Rakı, şarap içiyorsam sana ne. Yoksa sana bir zararım içerim. İkimiz de gelsek kıldan köprüye Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim. Esir iken mümkün müdür ibadet? Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et. Senin gibi dürzülerin yüzünden, Dininden de soğuyacak bu millet İşgaldeki hali sakın unutma, Atatürk'e dil uzatma sebepsiz. Sen anandan yine çıkardın amma, Baban kimdi bilemezdin şerefsiz..
Misafir - cavuşlulum

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam710
Toplam Ziyaret4181163
NÖBETÇİ ECZANE



   
  

google reklams