• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cavuslutesisleri
  • https://twitter.com/cavuslu_org
Üyelik Girişi
ÇAVUŞLUDAN
Facebook ta ÇAVUŞLU HABER

ÇAVUŞLU DA DÜĞÜN TARİHLERİ
GİRESUNSPOR

GÖRELESPOR
GÖRELEYİ CANLI İZLEYİN
İLLER ARASI MESAFE
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.224632.3537
Euro34.609234.7479
NAMAZ VAKİTLERİ
Hava Durumu
google Reklam
Site Haritası

sanalbasin.com üyesidir

Eynesilli Selçuk Topal Uzaya gidiyor

24/08/2013


Eynesilli Selçuk Uzay Yolunda Başarılamaz denileni Başardı

 
 
Giresun -Eynesil İlçesi nüfüsuna kayıtlı Selçuk Topal başarılamaz denilen olayı başararak Eynesil’in, Giresun’un ve Karadeniz Bölgesinin gururu olarak ABD deki finallere katılma hakkı kazandı. 
 
 
Selçuk Topal’ın yarışma hakkında ilk değerlindirmeleri ve yaklaşık 5 aylık süreci siz değerli okuyucularımız için bizimle paylaştı..
 
Bu uzay yarışı macerası yaklaşık 5-6 ay öncesinden başladı. Böyle bir yarışın olduğunu Oxford Üniversitesi Astrofizik bölümünde birlikte doktora yaptığımız İngiliz bir arkadaşımın benden oy istemesi üzerine öğrendim. Herkesin yarışmaya katılabileceğini öğrenir öğrenmez İngiltere'de ben de yarışa dahil oldum. Oy toplamak için facebook, twitter, Google+ gibi sosyal paylaşım sitelerinde oylama linklerimi paylaşmaya başladım. Tabii oy patlamasına neden olan asıl etken ise  Eynesil Ajans'tan Fikret Bodur beyin ilk haberi yapmasıyla oldu. Kısa süre içersinde haber Türk basınında geniş yer aldı. Bugün TV'de bir canlı yayına katıldım. Daha sonra Eurostar için Londra'da çekilen bir programın konuğu oldum. Başka birçok kanalda ise hakkımda kısa haberler yer aldı. Haliyle oylarımda aşırı ve hızlı şekilde bir artış oldu ve İngiltere'de ilk 250'ye kolaylıkla girdim. Ancak asıl hikaye bundan sonra başlıyor…
 
İngiltere'de ki yarışmanın kurallarına daha ayrıntılı bir şekilde bakınca İngiliz vatandaşı olma şartının arandığını fark ettim. Yani ilk 250'ye girmiş olsam bile oylama sonunda elenme gibi bir durum söz konusuydu. Daha ileri araştırmalarım sonucunda ise aslında bu yarışın sadece bir ülkede değil birden çok ülkede düzenlendiğini ve her ülkenin kendi en iyilerini seçip ABD'deki finale göndereceklerini öğrendim. Yani uzaya gidecek olmanın verdiği o inanılmaz heyecanla yarışmayı detaylı olarak inceleyememiştim. Ama geç de olsa herşeyi ayrıntılarıyla artık biliyordum. Hem kendi emeğim hem de bana destek veren binlerce insanın emeği boşa gidemezdi. Her şeyden önce bu benim için, 13 yılını Astronomi bilimine vermiş biri için, hayattaki en önemli seydi: uzaya çıkan ilk Türk olabilmek. O nedenle ilk iş olarak yarışmanın İngiliz yetkililerine ulaşıp oradaki hesabımı silmeleri gerektiğini, İngiliz vatandaşı olmadığımı belirttim. İngiltere'deki hesabım silindikten hemen sonra Türkiye sayfasından yarışmaya başladım.
 



 
Tüm haber sitelerinde eski oylama linkinin yer alıyor olması benim için büyük bir handikaptı. Önceden oy vermiş insanları Facebook gruplarım vasıtasıyla yeni linke yönlendirmeye çalıştım. Günler geçtikçe arkamdaki destek büyüyor oylarım artmaya devam ediyordu. Yarışmada ilk 20'ye girmek yeterli idi ve yarışmanın ilk ayağı olan oylama sürecini 6. olarak bitirip Türkiye finallerine katılmaya hak kazandım.
 
Finallerin 19 Ağustos'ta yapılacağını öğrenir öğrenmez fiziksel egzersizlere başladım. Koşuya başladığım ilk zamanlarda 7-8 dakika beni yormaya yetiyordu. Birer gün arayla limitlerimi zorladım ve yaklaşık 7-8 hafta içersinde 60-65 dakika aralıksız koşabilir hale geldim. Artık durmadan yaklaşık 12 km koşabiliyordum. Diğer yandan aldığım ağırlıklarla evimde vücut geliştirme çalışmalarına da başladım. Çocukluğu fındık ağaçları üzerinde geçmiş, bir Eynesil'li olarak aslında yapmam gereken sadece üzerimdeki o hantallığı atmak ve eski hareketliliğime dönebilmekti. Nihayet bunu başardım. Koşu ve vücut egzersizlerim hala devam ediyor ve düzenli şekilde hayatım boyunca yapmayı düşünüyorum.
 
Sadece fiziksel egzersiz değil aynı zamanda beslenme düzenimi de radikal bir biçimde değiştirmeye çalıştım. Şekersiz çay içmekten nefret eden ben artık çayımı şekersiz içmeye, neredeyse herşeyi ekmekle tüketirken artık ekmek tüketmemeye başladım. Yaklaşık 1-1.5 ay kahvaltımı sadece birkaç meyve yiyerek geçiştirdim. Ana yemeklerim ise genellikle salata ve çorbadan ibaretti. Hamurlu tatlıları kesinlikle tüketmedim. Marketten alışveriş yaparken her ürünün kaç kalori olduğuna dikkatle bakmaya başladım. Artık günde kaç kalori aldığımı hesaplar hale gelmiştim. Sanırım bir yetişkinin günlük alması gereken enerji miktarı 2000 kcal. Bunu hiç aşmadım. Aslında hep bu değerin altında günü kapattım. İnsan şişmanlamak istese çok basit ama kilolardan kurtulmak istediğinde ise işler hiç o kadar kolay olmuyor. Beslenme alışkanlığımda yaptığım değişiklik ve fiziksel egzersizlerim yaklaşık 2 ayda 8-9 kilo vermemi sağladı. Kondisyonum da her geçen gün artıyordu. Fakat yarışmaya kafamdaki kiloya ulaşmış ve vücudumdan maksimum gücü alacak şekilde katılamayacağımı biliyordum, çünkü zaman kısıtlıydı. Tam olarak hazır değildim. Rakiplerimin neredeyse hepsi benden 5-6 yaş genç arkadaşlarımızdı. 21 kişi içersinde benden daha yaşlı sadece 2 kişi vardı. İşte bu bende biraz gerginlik nedeni oldu. Acaba o genç rakiplerim kimbilir ne kadar çalışmışlardı? Bu düşünce hem beni gerdi hem de fiziksel egzersizlerimi biraz daha arttırmam için beni motive etti.
 


 
18 Ağustos günü Londra'da beni İstanbul'a götürecek uçağa bindiğimde kafamda onlarca soru vardı. Çok gergindim. 'Acaba yarın ne olacak?' diye kendime yüzlerce kez sordum. Rakiplerimi merak ediyordum. Fiziksel testlerin nasıl olacağını, mülakatta jüri'nin ne gibi sorular soracağını, kriterlerinin ne olacağını merak etmeden yapamıyordum. AXE firmasının yarışmacılarla ilgilenmesi için anlaştığı turizm şirketinin yetkilisi beni İstanbul Atatürk havalimanında karşıladı ve Beşiktaş'ta tüm yarışmacıların kalacağı otele götürdü. Heyecanım hiç dinmedi ve hat safhadaydı. O gece heyecandan oteldeki odamda bir sağa bir sola dönmekten uyuyamadım. Sabah 6'da yatağımdan kalktım ve yaklaşık 30 dakikalık kaş açma ve germe egzersizlerimi yaptım. Hafif bir kahvaltı yaptıktan sonra bizi fiziksel mücadelenin yapılacağı Polenezköy'de hazırlanan parkura götürecek otobüsün gelmesini beklemeye koyuldum.
 
Otelin lobisi giderek kalabalıklaşıyor ve diğer yarışmacılar da birer birer geliyordu. Çoğunun bu iş için yüreklerini ortaya koydukları gözlerinden anlaşılıyordu. Ve bu da heyecanımı bir kat daha arttırdı. Bazılarıyla tanıştım ve içten sohbetler etmeye başladık. Sanki rakip değil birer arkadaş olduk. Güldük, espiriler yaptık, şakalaştık. Belki de herkes bu şekilde içindeki heyecanı biraz bastırabilmişti.

 
Fiziksel test sorunsuz geçti. Sadece buradan gelecek puanlar değil aynı zamanda mülakatta jürinin vereceği puanlar sonunda elde edilen toplam puan ilk 3 kişiyi belirleyecekti. Mülakat da sorunsuz geçti. O an benim hissettiğim oydu. İngilizce bilmeyen birinin ABD'de düzenlenecek finallere katılması çok abes olacağından, İngilizce konuşabildiğimi göstermek adına mülakattaki tüm konuşmamı İngilizce yaptım. Jüri üyelerinden güzel sorular geldi. Ancak ben en çok Kelly Brook'un uzayda bizden başka canlı var mı? sorusunu çok sevdim ve zevkle cevapladım.
 
Aslında mülakat boyunca yalnız değildim. Henüz annesinin karnında olan 22 haftalık oğlum Uzay Akay'da benimle birlikteydi. Nasıl mı? Eşim ve ben oğlumuzun olduğunu finallerden birkaç gün önce öğrendik. O gün bize verilen ultrason görüntüsünü ve oğlumun adlarını bir tişört üzerine bastırdım. İşte mülakat boyunca bu tişörtü giyiyordum. Oğlumun benimle olmasını istedim çünkü dünyaya gelen her yeni ruh bence bir de şans getirir. O gün benim şansım oğlumdu ve daha dünyaya merhaba demeden bana şans getirdi.
 
Mülakat sonu hepimiz akşam düzenlenen partiye katıldık. Parti sonunda herkese sonuçlar bir zarf içersinde verildi. Kimi sevindi kimi üzüldü. Ben diğer 2 kişi gibi sevinenler arasındaydım. 31 yıllık hayatımda çok nadir ağlamış biri olan ben o akşam zarfı açar açmaz sevinçten bebekler gibi ağladım. Sadece ben değil haberi ilk verdiğim eşim, daha sonra ailem hep birlikte ağlamaya başladık. İnsan hayatında bazı önemli anlar vardır. Ben bu anı hiçbir zaman unutmayacağım.

 
Mücadelenin son aşaması olan finaller ABD'de 8-13 Aralık 2013 tarihleri arasında yapılacak. Orada her ülkenin en başarılı 1 kişisi seçilecek. 3 Türk adaydan biri uzay için bileti alacak. Dilerim o kişi ben olurum. O zamana kadar fiziksel çalışmalarım devam edecek ve ben Türkiye finallerinde olduğundan çok çok daha iyi bir fiziksel koşul altında ABD'de yarışıyor olacağım. Oğlum yine benimle olacak. Aralık ayının sonu veya yeni yılın ilk günlerinde doğmasını beklediğim oğluma, onu ilk kez kollarıma aldığımda dilerim 'sen uzaya çıkan ilk Türk'ün oğlusun' diyebilirim.
 
Bu haber vesilesiyle ilk aşama boyunca bana oylarıyla destek olan herkese ve özellikle Fikret Bodur beye, Giresun belediye başkanı sayın Kerim AKSU ve onun basın danışmanı sayın Ali Murat Bey'e, her zaman desteğini esirgemeyen, fiziksel egzersiz ve beslenme diyetimde zorluklar yaşadığımda bana destek olan eşim Ayşegül Er Topal'a, belki de en az benim kadar heyecanlı olan ve desteğini hiç esirgemeyen kız kardeşim Sezen Karaltı ve abim Barış Topal'a, Okan Çolak'a ve elbette son olarak ailemin tüm diğer bireylerine, ve desteklerini esirgemeyen akrabalarıma tek tek teşekkür ediyorum. AXE Türkiye yetkililerinin yarışmacıları ağırlarken göstermiş olduğu titizliğe, başta marka müdürü Ercan Solmaz ve müşteri ilişkileri yöneticisi Tolga Balaban bey olmak üzere, ayrıca çok teşekkür ediyorum.
 
Amerika finalleri öncesi ekranlarda görüşebiliriz. Şimdilik hoşçakalın.

kaynak; www.eynesilajans.com






. .

2017 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam561
Toplam Ziyaret4181014
NÖBETÇİ ECZANE



   
  

google reklams