• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cavuslutesisleri
  • https://twitter.com/cavuslu_org
Üyelik Girişi
ÇAVUŞLUDAN
Facebook ta ÇAVUŞLU HABER

ÇAVUŞLU DA DÜĞÜN TARİHLERİ
GİRESUNSPOR

GÖRELESPOR
GÖRELEYİ CANLI İZLEYİN
İLLER ARASI MESAFE
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.316232.4457
Euro34.624434.7632
NAMAZ VAKİTLERİ
Hava Durumu
google Reklam
Site Haritası

sanalbasin.com üyesidir

HAFTANIN HUTBESİ 27//09/2013

 
 
                                        

             

                     DAVET HEPİMİZE, HEP BİRLİKTE CAMİYE!

Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz: “Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin velileri, yardımcılarıdır.”  buyuruyor.
Okuduğum hadis-i şerifte de Sevgili Peygamberimiz (s.a.s): “Allah’ın kadın kullarını Allah’ın mescitlerinden alıkoymayın”  uyarısında bulunuyor.
Muhterem Müminler!
Yeryüzünün ilk mabedi olan Kâbe’nin temellerini İbrahim (a.s), oğlu İsmail’le birlikte atmış, mü’minlerin kıblegâhı olan bu mekân onların ellerinde semaya yükselmiştir. İbrahim Peygamber’in sevgili eşi, İsmail Peygamber’in annesi Hz. Hacer’in Beytullah’ın harcında emeği vardır. Hacer validemizin Safa ve Merve’de ayaklarının izi, Hicr’de hatırası vardır. Zemzem suyu, onun sa’yinin hürmetine ikram edilmiştir. Hac ve umre ibadetini yerine getirirken hepimiz Safa ve Merve tepelerinde onun izinde yürürüz.
İsa (a.s)’ın annesi Hz. Meryem de gönlünü Rahman’ın evlerine bağlamıştır. Kadınların mabetlere alınmasının yasak kabul edildiği bir dönemde Meryem’i mabede en güzel şekilde kabul eden ve mihrapta eğiten Rabbimizdir. Mabede adanmış bir kadın olan Hz. Meryem, bu mukaddes mekânda rükû edenlerle birlikte rükû etmiş, arınmış ve iffetin timsali olmuştur. Ömrünü Beytülmakdis’te Rabbinin himayesinde, O’na ibadet ve taatle geçirmeye adamış ve bu sebeple bulunduğu mabette nice ilahi lütuflara mazhar olmuştur.
Hacer ve Meryem validemiz gibi kalbi mescitlere bağlı olan hanımlar, Allah’ın mabetlerinde O’nun lütuf ve kereminden faydalanmaya devam etmişler, Mescid-i Nebî’de Sevgili Peygamberimizin ardında saf tutma mutluluğuna erişmişlerdir. Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.s) ile birlikte kıyama durmuşlar, rükûya eğilmişler, secdeye varmışlardır. 
Kardeşlerim!
Saadet asrında hanım sahabiler, Cuma namazlarına katılarak bu mübarek vaktin feyiz ve bereketinden yararlanmış, Allah Resûlü’nün dilinden hutbe dinlemişlerdir. Aynı şekilde bayram namazlarını Medine’nin namazgâhında coşkuyla eda etmişler, tekbirlere ortak olmuşlar, dualara hep birlikte amin demişlerdir. 
İslam’ın ilk hanım talebeleri, kendilerine Mescid-i Nebevî’nin ilim halkalarında yer bulmuş, mescidin bereketli ve feyizli ortamından mahrum kalmamışlardır. İşte bu sebepledir ki Müslümanlar, dinleriyle ilgili pek çok hususu bu hanım sahabilerden öğrenmişlerdir. Onlar, İslâm’ın ilim ve irfanını sonraki nesillere taşımışlardır. İslâm medeniyetinin inşasında bu kutlu neslin, Hz. Âişe’lerin, Fâtımaların, Esma’ların, Âtikelerin, Hala Sultanların eşsiz çaba ve gayretleri vardır. 
Değerli müminler!
Ancak saadet asrıyla aramızdaki mesafeler arttıkça, Sevgili Peygamberimizin hutbemin başında okuduğum hadis-i şerifi adeta unutulmuştur. Hanım kardeşlerimiz zaman zaman Allah’ın mescitlerine yabancılaşmış, eşleriyle çocuklarıyla ibadet edebilme neşesinden mahrum kalabilmişlerdir. Aynı kubbe altında müminlerle birlikte Rablerine el açıp âmin demekten, kadın-erkek, yaşlı-genç, büyük-küçük hep birlikte ümmetçe Allah’a secde etmekten uzak kalabilmişlerdir. Mescitlerdeki huzuru yuvalarına taşıyamaz olmuşlar, cami özlemlerini Ramazan gecelerinde teravihlerle gidermeye çalışmışlardır. 
Kardeşlerim!
Bugünün Müslüman hanımları, kalabalıklardan sıyrılarak ruhlarını dinlendirecekleri, bir an olsun soluklanacakları manevi mekânlara ihtiyaç duymaktadır. Bugün hayatın hemen her alanında var olan kadına Rahmanın evlerinin kapıları da ardına kadar açıktır. Camilerimiz Müslüman hanımların nezaketinden, zarafetinden mahrum bırakılmamalıdır. Allah’ın kadın kulları İslam’ın temel ilkeleri doğrultusunda, camilerde kıymetlerine yakışan yerlerde misafir edilmelidir. Onlar, mermerlerin nabzında çarpan tekbirleri hissedebilmeli, kubbelere dolan âminlere şahit olabilmelidir. Bu mukaddes mekânlarda hissettikleri huzuru yuvalarına taşıyabilmeli eşleriyle çocuklarıyla birlikte aynı kıbleye yönelip aynı Rabbe secde etmenin sevincini yaşayabilmelidir. Müslüman aile, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla huzurun, huşûnun, muhabbetin, maneviyatın tadına mescitlerde varabilmelidir.
Kardeşlerim!
Geliniz! Camilerimizi tıpkı saadet asrında, Peygamber Mescidinde olduğu gibi hayatımızın merkezine taşıyalım. Huzur taşsın dünyamıza. Kadınıyla, erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla sıradağlar gibi tek vücut olup Rabbimizin huzurunda kıyama duralım. Ailece aynı kubbe altında rükûlarda, secdelerde buluşalım. Eşlerimizle, çocuklarımızla hep birlikte camilerde hayat bulalım. Unutmayalım ki camiler, ancak bu şekilde Rabbimizin istediği gibi imar edilmiş olacaktır.
Diyanet İşleri Başkanlığımız, 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanan Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın bu seneki temasını “Cami, Kadın ve Aile” olarak belirlemiştir. Hafta boyunca vaazlarda ve düzenlenecek çeşitli etkinliklerde konu kapsamlı bir şekilde ele alınacaktır. Böylece konuyla ilgili toplumsal şuur oluşmasına ve camilerimizin Resulullah dönemindeki fonksiyonuna kavuşmasına katkı sağlanacaktır. Bu vesileyle söz konusu haftanın hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. 



1192 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam300
Toplam Ziyaret4177384
NÖBETÇİ ECZANE



   
  

google reklams