• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cavuslutesisleri
  • https://twitter.com/cavuslu_org
Üyelik Girişi
ÇAVUŞLUDAN
Facebook ta ÇAVUŞLU HABER

ÇAVUŞLU DA DÜĞÜN TARİHLERİ
GİRESUNSPOR

GÖRELESPOR
GÖRELEYİ CANLI İZLEYİN
İLLER ARASI MESAFE
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.201632.3307
Euro34.675034.8139
NAMAZ VAKİTLERİ
Hava Durumu
google Reklam
Site Haritası

sanalbasin.com üyesidir

DÜNYADA YOLCU OLABİLMEK! (Haftanın Hutbesi ) CUMANIZ MÜBAREK OLSUN

13/12/2013
 
 



DÜNYADA YOLCU OLABİLMEK!
 


“Önce Allah vardı; O’ndan evvel hiçbir şey 

yoktu... Sonra O, gökleri ve yeri yarattı.”1

Kıymetli Kardeşlerim! 
Bu hadisi, yaratılış hakkında soru soran Yemenli bir 
gruba hitaben söyler Allah Resulü (s.a.s). Yerleri ve gökleri, 
canlı-cansız her varlığı, geceyi ve gündüzü var eden 
Rabbimiz, sonra insanı da yaratarak onun dünyadaki 
serüvenini başlatır. Yüce Allah, ona değer verip kendi 
ruhundan üfler. Yaratılışının hikmeti olan kulluk imtihanı ile 
onu baş başa bırakır. 
İnsanın imtihana çekileceği mekan olarak yeryüzü 
seçilir. Ardından kendisine birbirini takip eden iki hayat 
verilir. Birincisi dünya hayatı; fani, kısa ömürlü ve kazanca 
dönüştürülmesi gereken bir hayat. İkincisi ise ahiret hayatı; 
ebedi, ölümsüz... Kişinin dünya tarlasında ektiğini biçeceği, 
sevap ve günah olarak yapıp ettiklerini eksiksiz göreceği 
hasat mevsimi. 
Kardeşlerim! 
Gelip geçici olan dünya hayatına şüphesiz bizler de 
bir gün veda edeceğiz. “Durun, bana biraz zaman tanıyın. Bu 
son yolculuğum için gerekli hazırlıkları yapayım” dahî 
diyemeden. Kim bilir belki de eşimiz, dostumuz ve 
sevdiklerimizle helalleşemeden. Zira, Rabbimizin kapımızı 
ansızın çalacak bir hükmüdür ecel. Ne bir saniye öne çekilir 
ne ertelenir. Ne de herhangi birimizi görmezden gelir ölüm. 
Hepimizin inandığı bu gerçeğe rağmen, çabucak 
geçip giden dünya hayatına kendimizi kaptırıyoruz çoğu 
zaman. Gündelik meşgaleler, yarına dair hesap ve hayaller... 
Bazen ihtiras, daha iyi olma kaygısı... Bazen bütün ruhumuzu 
kuşatan ve mahkum eden benlik duygusu... Dünyaya özgü 
endişeler... Bizi bize ve kardeşlerimize yabancılaştırıyor, 
kalabalıklar içerisinde yalnızlaştırıyor. Yaratılış ve dünyaya 
gönderiliş gayesinden bizi uzaklaştırıyor. Bu gayeden 
uzaklaştıkça hem kendimize hem insanlığa hem de Yaratan’a 
karşı sorumluluklarımızı unutuyoruz. 
Oysa, Yüce Rabbimiz, “Allah'ın sana verdiği 
şeylerde ahiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini 
unutma...”2
buyurur ve iki alemin de gereğini yapmamızı 
ister. “Dünyada kimsesiz bir garip yahut bir yolcu gibi 
ol!”3
nasihati ile Efendimiz (s.a.s) de asıl hedefin bâkî hayat 
olduğunu dile getirir. Dünyanın, ahirete uzanan zorlu ve 
sonlu bir yol olduğunu hatırlatır. İnsanın, yoldaki işaretlere 
riayetiyle ahiret yurdundaki konumunu kendisinin 
belirleyeceğini vurgular. Buna göre girdiğimiz yol bizi ya 
huzura ya da hüzne götürür. Tercih bizimdir. 
Kardeşlerim! 
Cennet, tohumunu bu dünyada ektiğimiz bir bahçe, 
cehennem de ateşini bu dünyadan götürdüğümüz bir yangın 
yeridir. Rahmet Elçisi Efendimiz (s.a.s), ömrünü bu yangın 
ile müminlerin arasına perde yapmıştır. Onun hayatı Allah’a 
kul olmanın, ahlakın, sadakatin, insanca yaşamın ve ebedi 
mutluluğa ulaşmanın anahtarıdır. Onun bizzat yaşantısı bize 
örnek olmakla birlikte sözleri de gerçek bir mümin 
olabilmenin hazine ve şifrelerini taşır. 
Allah Resulünün dilinde mümin bal arısı gibidir. Bal 
arısı gibi hep güzel, temiz, helal şeyler yer ve hep güzel 
şeyler üretir. Hiçbir şeyi ne döker, ne kırar, ne de ifsat eder.4

Onun gönlünde daima iyi, yararlı ve olumluya yer vardır. 
Gözü iyi olanı görür. Dilinden güzel sözler dökülür. 
Allah Resulü’ne göre hurma ağacı gibidir mümin.5

Her daim imanından aldığı kuvvetle canlılığını korur. 
Üretkendir, yaratılış hikmetini unutmadan insanlığa yararlı 
olur. 
Mümin altın gibidir.6
Değerini hiçbir zaman 
yitirmez. Ateşe atılsa bile İbrahimî bir duruşla doğru bildiğini 
söyler, Hak uğruna özünden ödün vermez. Dinin ona çizdiği 
yoldan asla sapmaz. 

Yeşil ekin misalidir mümin.7
Yıkılmaz, türlü 
musibetlerle imtihan edilse de. Bilir ki kula düşen, bunları 
Eyüp misali sabır, teslimiyet ve vakarla kabullenmektir. 
Kahır değil, lütufla bakmak gerekir Yüce Yaratan’dan gelene. 
Ümitsizliğe yer yoktur onun hayatında; “Şüphesiz Allah 
bizimle beraberdir”8
inancını hücrelerine kadar 
dillendirendir mümin. Herkesin onu terk ettiği anda onu terk 
etmeyen bir mevlası olduğuna inanır. 
Mümin, güzel koku satan attar gibidir.9
Ahlak, âdâb, 
erdem takdim eder beraberindekilere. Hep olumlu yer edinir 
zihinlerde. Hayırla yâd edilir, hoş seda bırakır gönüllerde. 
“Mümin, kendisiyle dostluk kurulabilen kişidir. 
İnsanlarla dost olmayan ve kendisiyle dostluk 
kurulamayanda hayır yoktur.”10
nebevi öğretisi yön verir 
müminin ilişkilerine. Onun davranışları şefkat, merhamet, 
samimiyet, ülfet ve muhabbetle örülmüştür. 
Kardeşlerim! 
Ne mutlu Kutlu Elçinin bu övgülerine mazhar 
olanlara! Ne mutlu yolu huzura çıkanlara! Ne mutlu yaratılış 
hikmetine sarılarak Mevla’nın rızasına ulaşanlara! Ne mutlu 
fâni alemi bâki bir hazineye dönüştürenlere! 

1
Buhârî, Tevhid, 22. 
2
Kasas, 28/77. 
3
Buhârî, Rikâk, 3. 
4
Ahmed b. Hanbel, II, 199. 
5
Buhârî, Edeb, 89. 
6
Ahmed b. Hanbel, II, 199. 
7
Buhârî, Tevhid, 31. 
8
Tevbe, 9/40. 
9
Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebir, XII, 319. 
10 Ahmed b. Hanbel, II, 400. 

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

 



1030 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam434
Toplam Ziyaret4182508
NÖBETÇİ ECZANE



   
  

google reklams