• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cavuslutesisleri
  • https://twitter.com/cavuslu_org
Üyelik Girişi
ÇAVUŞLUDAN
Facebook ta ÇAVUŞLU HABER

ÇAVUŞLU DA DÜĞÜN TARİHLERİ
GİRESUNSPOR

GÖRELESPOR
GÖRELEYİ CANLI İZLEYİN
İLLER ARASI MESAFE
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.201632.3307
Euro34.675034.8139
NAMAZ VAKİTLERİ
Hava Durumu
google Reklam
Site Haritası

sanalbasin.com üyesidir

NASIL BİR KARDEŞLİK? ( haftanın Hutbesi )Cumanınz Mübarek olsun

  HAFTANIN HUTBESİ 31/01/2013 CUMA 
 


NASIL BİR KARDEŞLİK? 

Kıymetli Kardeşlerim! 
Rahmet yüklü evrensel mesajlarıyla gönülleri 
fetheden Peygamberimiz (s.a.s.)’in, asırlar önce 
dillendirdiği kardeşliğe dair sözlerine gelin hep birlikte 
kulak verelim: 
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona 
zulmetmez, onu yalnızlığa terk etmez. Kim din kardeşinin 
bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. 
Kim bir Müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah da 
onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir…”
1

Kardeşlerim! 
Yüce dinimizde kardeşlik, aynı anne-babadan 
dünyaya gelenlere hasredilemeyecek kadar kapsamlıdır. 
Kardeşlik, mümine muhabbet beslemektir. Yağmurun 
toprağa getirdiği bereket misali birbirimize rahmet ve şefkat 
olmaktır. Peygamberimizden gelen bir vefadır kardeşlik. 
Fırtınalı denizlerde birbirimize sığınılacak bir liman 
olabilmektir. Kardeşlik, zor zamanlarda gönül alıcı bir söz, 
mütebessim bir çehre sunabilmektir. Kardeşlik, huzur ve 
mutluluğu paylaşmak, hüzün ve kedere, acı ve ızdıraba 
ortak olmaktır. Kardeşlik, mesafeleri, sınırları, engelleri 
ortadan kaldıran gönüller arası ülfet köprüsüdür. Renkleri, 
dilleri, kökenleri farklı da olsa yürekleri bir kardeşler, 
birbirlerinin hüznüne, uğradıkları zulüm ve şiddete, akan 
kan ve gözyaşlarına asla duyarsız kalamaz. Kardeşlik 
duygusu, ayrı bedenlerin aynı kalbi paylaşabilmesidir. 
Kardeşlik, Efendimiz (s.a.s)’in, “Sizden biriniz 
kendisi için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe 
gerçek manada iman etmiş olamaz.”2
mesajı gereği, 
diğerkâmlıktır. 
Duyarlı olabilmektir kardeşlik. Efendimiz (s.a.s.)’in 
ifadesiyle birbirimize muhabbet, merhamet ve şefkat 
gösterme hususunda bir vücut gibi hareket edebilmektir.3

Türlü sıkıntılara müptela olduğumuz şu imtihan dünyasında 
beraberce Allah rızasını aramaktır kardeşlik. 
Kardeşlik; “Birbirinizle üstünlük yarışına girmeyin. 
Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize kin beslemeyin. 
Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah‟ın kulları! Kardeş 
olun.4
Müslümanın kardeşine üç günden fazla dargın 
durması helâl değildir.”5
nebevi ifadesiyle, hangi şartta 
olursa olsun kardeşini yalnızlığa terk etmemektir. 
Kardeşlikte terk yoktur, sorumsuzluk, duyarsızlık yoktur. 
Kardeşlik her şeyden önce bir söylem ve edebî bir 
kurgu değil, bir hukuk, bir hak, bir görev, bir iman ve 
ahlâktır. 
Değerli Müminler!

İşte Ensar ve Muhacir, böyle bir kardeşliği hücrelerine 
kadar yaşayarak ortaya koydular. Efendimiz (s.a.s.), asabiyet 
ve cehaletin çelik ağını kırarak; dilleri, renkleri, gelenek ve 
görenekleri farklı olmasına rağmen „iyilik ve takvada 
yardımlaşan‟ kardeşlerden örnek bir toplum meydana getirdi. 
Fakat ne hazindir ki Müslümanlar olarak, Allah 
Resulü’nden sonra bu ulvi mirasa yeterince sahip çıkamadık. 
Ensar ve Muhacir’in destansı kardeşliği bizlere örnek olması 
gerekirken hafızalarımızda bir tarih, bir hatırat oldu. Dünyevi 
çıkarlar, güç mücadeleleri, Kutlu Nebi’nin, ardında bıraktığı 
bu örnek toplumu zedeledi. Kardeşlik duyguları ve gönüller 
onulmaz yaralar aldı. Asr-ı saadette gönülleri bir, zihinleri 
bir, gayeleri bir kardeşlerin arasına ayrılık-gayrılık girdi. 
Birbirine ülfet, muhabbet, samimiyet, ünsiyet beslemesi 
gereken gönüller, hırs, menfaat, bencillik, kin ve intikam 
ateşiyle kavruldu. Bu ateş, geçmişte yaşanan pek çok müessif 
hâdisenin fitilini tutuşturdu. Asırlarca yürekleri dağlayan 
fitne ve fesat alevini körükledi. 
Günümüzde de pek çok İslam ülkesinden ateşler 
yükseliyor. Rahmet Elçisi’nin kaynaştırdığı kalpler kin, 
nefret gibi kötü duyguların mekanı oldu. Bütün bunlar, 
Resulullah’ın asırlar önce haykırarak ilan ettiği kardeşliğe 
uzak kalışın acı neticeleri değil midir? 
Değerli Kardeşlerim! 
Kardeşliğin zihinlerimizde ve gönüllerimizde tam 
anlamıyla zemin bulamayışının elbette birçok sebebi vardır. 
Bunların başında herkesin kendini, kendi düşüncesini, 
mezhebini, meşrebini, benliğini hakikatin yerine koyması 
geliyor. Oysa Yüce Rabbimiz, biz Müslümanlara hakikatin 
yolunda olmayı, hakkın peşinden koşmayı emretti. Kendimizi 
hakikatin yerine koymayı, hakkı yalnız kendimize has 
kılmayı emretmedi. Hepimiz hakikatin yolunda hizmet 
etmekle emrolunduk. Hiç kimse ‘hakikat avucumda’ 
dememeli, ‘hakikat benim’ diye iddia etmemelidir. 
Müslümanlar olarak, “Mü‟minler ancak kardeştirler. 
Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah‟a karşı 
gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.”
6
ilahi emri 
gereği yıkıcı değil yapıcı; ayrıştırıcı değil, birleştirici 
olmalıyız. Fitneyi değil, ıslahı esas almalıyız. Bizi biz yapan 
değerlere sımsıkı sarılarak birliğimizi ve dirliğimizi 
korumalıyız. Bu yolda; 
Sakın incitme bir canı, 
Yıkarsın arş-ı Rahmân’ı 
sözü genelgeçer anlayışımız olsun. 
Hutbemizi, Yüce Rabbimizin Kerim Kitabımızda bize 
öğrettiği şu dua ile bitirelim: “Rabbimiz! Bizi ve bizden önce 
iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman 
edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Rabbimiz! Şüphesiz sen 
çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.”7


1
Müslim, Birr, 58; Tirmizi, Hudud, 3 
2
Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 59. 
3
Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr, 66. 
4
Müslim, Birr, 28. 
5
Buhârî, Edeb, 63; Müslim, Birr, 23. 
6
Hucurât, 49/10. 
7
Haşr 59/10 

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü



1557 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi7
Bugün Toplam175
Toplam Ziyaret4181437
NÖBETÇİ ECZANE



   
  

google reklams