• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cavuslutesisleri
  • https://twitter.com/cavuslu_org
Üyelik Girişi
ÇAVUŞLUDAN
Facebook ta ÇAVUŞLU HABER

ÇAVUŞLU DA DÜĞÜN TARİHLERİ
GİRESUNSPOR

GÖRELESPOR
GÖRELEYİ CANLI İZLEYİN
İLLER ARASI MESAFE
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.297332.4267
Euro34.583134.7217
NAMAZ VAKİTLERİ
Hava Durumu
google Reklam
Site Haritası

sanalbasin.com üyesidir

İMAN VE İSTİKAMET ÜZERE OLMAK ( haftanın Hutbesi )

 HAFTANIN HUTBESİ   07/03/2014 CUMA 
 

                                

İMAN VE İSTİKAMET ÜZERE OLMAK 
Aziz Kardeşlerim! 
Okuduğum ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle 
buyuruyor: “Rabbimiz Allah’tır” deyip de istikamet 
üzere dosdoğru yolda yürüyenler için ne bir korku 
vardır ne de onlar üzüntü çekeceklerdir. İşte onlar, 
cennet ehlidir. Amellerinin karşılığı olarak orada 
ebedî kalacaklardır.”1

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber 
Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah’a iman ettim 
de! Sonra da dosdoğru ol! 
Kardeşlerim! 
Bu kutlu ifadeyi sahabeden Süfyan b. Abdullah 
es-Sakafi (r.a) naklediyor. Diyor ki: “Ya Resulallah! 
Bana İslâm hakkında öyle bir söz söyle ki, senden sonra 
bu konuda hiç kimseye bir şey sormayayım.” Resulullah 
Efendimiz (s.a.s) buna az, öz ama kapsamlı bir cümleyle 
şöyle cevap veriyor: “Allah’a iman ettim de! Sonra da 
dosdoğru ol!”2

Evet, kardeşlerim, Peygamber Efendimiz (s.a.s), 
bu sözünde İslâm’ı, kalbe ve hayata dair iki kavramla 
ifade ediyor: İman ve İstikamet… İman ettim diyerek 
dosdoğru yola çıkmak ve bu yoldan hiç sapmadan, 
savrulmadan cennetle, cemâlullahla müşerref olana kadar 
dosdoğru ilerlemek… 
Aziz Kardeşlerim! 
Her gün her namazın her rekatında okuduğumuz 
ُ ُ َ َ َ ِ ِ ۪ اﻳࣼﺎكَ ﻧﻌْﺑد وَاﻳࣼﺎكَ ﻧﺳْﺗﻌﻳن) ,Fatiha suresinde
ُۜ ) “(Rabbimiz!) 
Ancak sana kulluk eder ve yalnız Senden yardım 
dileriz” diyerek tevhid inancımızı dile getiriyoruz. Sonra 
َ ْ ﻳم ُ ْ َ َ ِ ِ ۪ اھدﻧﺎ اﻟﺻࣾرَاط اﻟﻣﺳْﺗﻘ ) da
َۙ ) “Bize sırat-ı müstakimi göster, 
bizi dosdoğru yola ilet!” diye Rabbimize dua ve 
niyazda bulunuyoruz. Aynı surede sırat-ı müstakimin, 
dosdoğru yolun mahiyeti şöyle ifade edilir: ( اﻟذ اطَﺻر ۪ ِ
ﻳنَ َ ࣼ
ِ ْۙ اﻧﻌَﻣْت ﻋَﻠﻳْﮫم
َ َ َ ْ ) “Nimetine erdirdiklerinin yoluna ilet!” Ve 
son olarak da, 
ٓ ﻏﻳْر اﻟﻣَﻐﺿوب ﻋَﻠﻳْﮫم وَﻻ اﻟﺿࣼﺎ )
َ َ ْ
ْ ِ ِ
۪ َ ْ ُ ِ ﻟ
ّ َﻳن ) “Gazaba uğramışların 
yoluna da, doğrudan sapmışların yoluna da değil!” 
diyerek niyazımızı, yakarışımızı ifade ediyoruz. 
Her gün okuduğumuz bu sureden öğrendiğimize 
göre sırat-ı müstakim, yeni bir yol değildir. Daha önce 
üzerinden gidilmiş, tecrübe edilmiş bir yoldur. Kimi o 
yolun hakkını vermiş nimete kavuşmuştur. Kimi o 
yoldan sapmış dalalete düşmüştür. Kimi de o yoldan

çıkmış gazaba duçar olmuştur. Unutmayalım ki başka bir 
ayette Rabbimiz, nimete kavuşanların, sırat-ı müstakim 
üzere olanların peygamberler, sıddıklar, şehitler ve 
salihler olduğunu bildiriyor; Allah’a ve Resûlü’ne itaat 
edenlerin onlarla birlikte olacağı müjdesini veriyor. 3

Kardeşlerim! 
Şu imtihan dünyasında istikamet sahibi olmak 
oldukça zordur. Nefis ve şeytan, heva ve hevesler, arzu 
ve istekler, menfaat ve ihtiraslar, bağımlılık ve tutkular, 
güç ve dünya tutkusu, sürekli iman ve istikametimize 
zarar veren, bizleri hidayetten dalalete sürükleyen 
unsurlardır. Bu sebeple imtihanı, ancak Rabbimizin lütuf 
ve inayetiyle, sadık iman, samimi niyet, sahih bilgi ve 
salih amellerle kazanabileceğimizi bilmeliyiz. Bunun 
için daima her türlü niyet, kalp ve düşüncelerimizde, her 
türlü dil, üslup, söz ve söylemlerimizde, her türlü iş, 
eylem, tutum ve davranışlarımızda doğruluk ve istikamet 
sahibi olup olmadığımızın muhasebesini yapmalıyız. 
Gerçekten bugün Müslümanlar olarak bizler “iman ve 
istikamet” noktasında nerede duruyoruz? Kur’an’ın 
yanında, Peygamberimizin tarafında mıyız? Hakkı 
istiyor, hakikati arıyor muyuz? Akıl ve irademizi hak ve 
hakikat yolunda kullanıyor muyuz? Her işimizin doğru, 
her sözümüzün hak olmasına özen gösteriyor muyuz? 
Kıymetli Kardeşlerim! 
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadis-i 
şeriflerinde şöyle buyuruyor: “Kalp istikamet üzere 
olmadan kişinin imanı istikamet üzere olamaz. Dil 
istikamet üzere olmadan kişinin kalbi istikamet üzere 
olamaz. Komşusu kötülüklerinden emin olmayan kişi 
de cennete giremez.”4
Buna göre kalp ve dil istikamet 
üzere olmadan iman istikamet bulamaz. Kişinin ahlakı 
doğruluk ve dürüstlük üzerine yönelmeden nefsi 
istikamet bulamaz. Hal ve hareketleri istikamet üzere 
olmayan kişinin bütün emekleri boşa gider. Ahlaki 
nitelikleri ve huyları istikamet üzere olmayan kişinin 
manevi gelişmesi mümkün değildir. 
Kardeşlerim! 
Ne mutlu istikamet üzere olanlara! Ne mutlu 
dosdoğru olanlara! 
Hutbemi Kur’an-ı Kerim’de bize öğretilen ve akl-
ı selim sahiplerinin yaptığı bildirilen bir dua ile bitirmek 
istiyorum. 
ۚ رَﺑࣼﻧﺎ ﻻ ﺗزغ ﻗﻠوﺑَﻧﺎ ﺑَﻌْدَ اذ ھدَﻳْﺗﻧﺎ وَھبْ ﻟﻧﺎ ﻣنْ ﻟدﻧكَ رَﺣﻣَﺔ
ً ْ ْ ْ ِ ِ ْ َ َ َ َ َ َ َ ُ
َ َ َ ُ ُ
ِ
ُ ࣼ ْ َ اﻧكَ اﻧت 
َ
ِ
ࣼ ُ اﻟوَھﺎب
ْ

“Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra 
kalplerimizi saptırma! Bize tarafından bir rahmet 
bağışla. Hiç kuşku yok, lütfu bol olan yalnız Sensin.”5


1
Ahkaf 46/13-14. 
2
Müslim, İman, 62. 
3
Nisâ 4/69. 
4
İbn Hanbel, III, 199. 
5
Âl-i İmrân, 3/8. 
Hazırlayan: Diyane



1296 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi19
Bugün Toplam549
Toplam Ziyaret4179270
NÖBETÇİ ECZANE



   
  

google reklams