• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/cavuslutesisleri
  • https://twitter.com/cavuslu_org
Üyelik Girişi
ÇAVUŞLUDAN
Facebook ta ÇAVUŞLU HABER

ÇAVUŞLU DA DÜĞÜN TARİHLERİ
GİRESUNSPOR

GÖRELESPOR
GÖRELEYİ CANLI İZLEYİN
İLLER ARASI MESAFE
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.297332.4267
Euro34.583134.7217
NAMAZ VAKİTLERİ
Hava Durumu
google Reklam
Site Haritası

sanalbasin.com üyesidir

PATİŞAHLIK İÇİN "EVET" DEMOKRASİ İÇİN "HAYIR

28/08/2010

 12 Eylül tarihinde yapılacak referandumu değerlendiren Görele CHP İlçe Başkanı Selahattin Karaahmetoğlu; yaptığı açıklamada halka çağrıda bulunarak:

Anayasalar toplumdaki değişik zümre ve katmanların taleplerini yansıtır ve onların haklarını ayrı, ayrı koruduğunu söyleyen Görele CHP İlçe Başkanı Karaahmetoğlu, “Başta işçiler olmak üzere emeklilerin, işverenlerin, kadınların, çocukların, engellilerin, farklı mezhepte ki yurttaşların, öğrencilerin, küçük esnafın, yargının, basın emekçilerinin, gazilerin, şehit ailelerinin, çiftçilerin, sendikaların, sendikasızların haklarını korur. Bunu yaparken bu zümrelerin ve katmanların temsilcileri görüşlerini ve taleplerini bildirir. Anayasa bu taleplerin tümüne yer verebildiği oranda demokratik bir anayasa yapılmış olur. AKP Anayasası taslağını böyle hazırlamamıştır. Parlamento dışı olan siyasi partilerle mutabakat sağlamamıştır.  Sivil Toplum Örgütlerine, Üniversitelere 3 gün mühlet vermiştir.  Uzlaşmaz hazırladığı taslağı aceleci halk oylamasına sunmayı hedef almıştır. Toplumsal mutabakat sağlanmadan hazırlanan bu anayasa taslağı ancak AKP Anayasası olur” dedi.

 “HALK BANA %47 OY VERDİBEN HER İSTEDİĞİMİ YAPARIM”     AKP’nin söylediği gibi Anayasa değişikliğinin ilk kez yapılmadığını da söyleyen Karaahmetoğlu; “Bu zamana kadar 16 kez anayasa maddeleri üzerinde değişiklik yapılmıştır. Bunlardan 7’si AKP’den önceki iktidarlar döneminde tüm siyasi partilerin uzlaşmasıyla yapılmış, toğlumsal bir tepkiye neden olmamıştır. AKP döneminde de 9 kez Anayasa maddeleri konusunda da değişikliğe gidilmiş toplum yararına daha fazla haklar öneren değişikliklere CHP olarak destek verdik. 12 Eylül’de yapılmak istenen toplamda 17’inci AKP döneminde ki 10’uncu öneri tartışmalara neden olmuştur. Parlamentoda ki sayısal çoğunluğu demokrasi olarak algılayan çokçu ve katılımcılığı ret eden bu anlayış “halk bana yüzde 47 oy verdi. Ben her istediğimi yaparım” mantığıyla hareket etmektedir” dedi. “AKP KENDİLERİNİ YARGILAYACAKYARGIÇLARI KENDİLERİ SEÇİYOR”     Değişmesi önerilen 26 maddeden özellikle 2’sinin laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinin geleceği açısından sakıncalı olduğuna da değinen CHP İlçe Başkanı Karaahmetoğlu; “Hal bu ki, parlamento da ret edilen siyasi partilerin kapatılmasıyla ilgili madde söz konusu iken bir önceki genel başkanımız Sayın Baykal, “üç maddeyi çıkarın geri kalan 24 maddeyi bir araya geleli, anlayalım, uzlaşalım önümüzde yapılacak genel seçimlerden sonrada yeni parlamento söz konusu üç maddeyi yeniden değerlendirsin” çağrısına AKP şark kurnazlığı karşılığını vererek ret etti. Neden AKP 24 maddenin yanında Anayasa mahkemesi üyeleri secimi ile HSYK tespitini ilgilendiren iki maddeyi birlikte halk oylamasına sunmak istiyor? Halk 2 maddeye bir kerede ya evet, ya hayır diyecek. Niye bu maddeler tek, tek oylanmıyor? Bu karmaşadan AKP ne hedefliyor. Anayasa mahkemesi üye sayısı şuanda 11 yeni düzenleme ile bu sayı 17’ye çıkarılmak isteniyor. Bu 17 üyenin 4 tanesini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 3 tanesini Başbakan Erdoğan, 3 tanesini üniversiteye rektör olarak atadığı kişilerden Cumhurbaşkanı seçecek, yani 17 üyenin 10’nunu AKP seçecek, yani AKP’li yargıç seçeceğiz. Peki bunu neden yapıyoruz? Çünkü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan başta olmak üzere AKP başkanların ve milletvekillerinin haklarında yolsuzluk, kalpazanlık iddiasıyla mecliste bekleyen dosyalar var. Önümüzdeki genel seçimlerde AKP seçimde kaybettiğinde bu kişiler yüce divanda yargılanacaklar. Onun içindir ki kendilerini yargılayacak yargıçları kendileri seçiyorlar. Yani “ben seni seçtim sen beni kurtar   “YAZMAK BİRŞEY İFADE ETMİYORYAZDIKLARINIZI HAYATA GECİRMENİZ GEREKİR”     Değişmesi öngörülen maddelerin bazıları hakkında değerlendirmede de bulunan Karaahmetoğlu; “Örneğin memurlara toplu sözleşme hakkı verilmesi. Zaten memurlar örgütleri vasıtasıyla hükümetle toplu sözleşme yapıyorlar. 1982 Anayasasında toplu görüşme ifadesini yeni taslakta, toplu sözleşme olarak ifade etmek demokrasi ve özgürlüklerin genişlemesi değildir. Memura grev hakkı vermeyen bu değişikliğin demokratikleşmesiyle ifade etmek göz boyamaktır. Hükümet, memur temsilcileri görüşmelerinde taraflar uyuşmazlık halinde uzlaştırma kurumuna başvurabilirler. Bu kurulun kararı kesindir ve toplu sözleşme hükmündedir. Yargıya taşınamaz. Engelli yurttaşlarımızın korunması eşitlik ilkesine aykırı sayılamaz diye 10’nuncu maddeye ilave yapılıyor ve AKP bunu demokrasi ve özgürlüklerin genişletilmesi olarak değerlendiriyor. O halde kamuda 63 bin kişilik engelli kadrosuna niye 8,5 yıldır atama yapılmıyor. Önemli olan kâğıda aktarmak değil, yaşanan hayatta uygulamaktadır. Çocuk istismarı ile ilgili düzenleme sadece var olan ifadelerin süslenmiş olmasıdır. 8.5 yıldır iktidarda bulunan AKP ne yazık ki çocuk esirgeme kurumunda barınan çocuklarımıza yapılan taciz ve tecavüzleri engelleyememiştir. Bu durumda yazmak yalnız başına bir şey ifade etmiyor, yazdıklarımızı hayata geçirmeniz ve denetleyici olmanız gerekiyor” dedi.  50-60 GENCİMİZİN İŞKENCE GÖRMESİNE NEDEN OLANLARBU GÜN ORTAYA ÇIKIP DEMOKRASİ ADINA EVET OYU İSTİYORLAR”     “Kadın, Erkek eşitliğine inanmıyorum diyen Başbakan Erdoğan kadınlara ve erkeklere eşitlik ilkesinin uygulanmasını yani bir hak olarak gösteriyor. Halbuki aynı hak 1982 anayasasında zaten var. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ilkokullarda kız ve erkek çocukların ayrı sınıflarda öğrenim gerebileceklerini söylüyor. Cinsiyetin ne olduğunu anlayacak yaşta olmayan çocuklarımızı ayıran zihniyet kadar, erkek eşitliğini demokratik bir hak olarak nasıl söyleyebilir? 12 Eylül Anayasasını darbeci, gerici, faşist bir anayasa olarak değerlendiren Erdoğan ve zihniyeti 12 Eylül darbesi sayesinde bu duruma gelmektedir, kullanmışlardır, büyütülmüşlerdir ve iktidar yapılmışlardır. 1982 Anayasasına evet diyenler evet dedikleri anayasayı faşist bir anayasa olarak değerlendirenlerin düştükleri durum gülünçtür. İlçemizde de AKP’nin ileri gelenleri iktidardan nasiplenenler 12 Eylül’de yalancı şahitlik yapanlar, muhbirlik yapanlar 50-60 gencin işkence görmesine ve cezaevlerinde yatmalarına neden olanlar bu gün ortaya çıkıp sözde demokrasi adına evet oyu istemektedirler” dedi.      “Milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılıp, kaldırılmayacağına da değinen Karaahmetoğlu; “Yeni Anayasa önerisi daha demokratik daha özgürlükçü bir anayasa ise, 2002 yılı seçimlerinden önce “YÖK” antidemokratik bir kurum olarak değerlendirenler ve iktidara geldiklerinde YÖK’ü kapatacaklarını söyleyenler bu gün YÖK’ü ele geçirmenin keyfini yaşamaktadırlar. Bu mu demokrasi bumu özgürlük? 2002 yılı seçimleri gecesi sayın Erdoğan, sayın Baykal birlikte milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılacağını vaat ettiler. Aradan 8,5 yıl geçti ne yazık ki milletvekilliği dokunulmazlığı kaldırılmadı. Kaldırıldığında Recep Tayyip Erdoğan gibiler yargılanacağı içindir. Bu mu demokrasi bu mu özgürlük? Ülkemizde seçim barajı %10 parlamento dışında milyonlarca seçmenin oyu partileriyle birlikte kayboluyor. Daha fazla demokrasi daha fazla özgürlük isteyenlerin seçim barajını düşürmelerine ne demeli. HSYK’ da adalet bakanı ile bakan müsteşarı görevli demokrasi bir ülkede demokrasilerde HSYK’ların için siyasi kimlikli adalet bakanı ve müsteşarının ne işi var” dedi.     “AKP, Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları kendilerini kurtarmak için halkın önüne anayasa değişikliği paleti sunuyorlar. Toplumumuzda hiçbir kişinin şu anayasa değişse de kurtulsak, bu anayasa bize dar geliyor, yeni bir anayasaya ihtiyacımız var gibi söylemelerde bulunulduğunu duymadık. Halkın talebi işsizlik, geçim derdi, yoksulluk, terör, yolsuzluk ve bölgemiz insanı için fındığın değerini bulması. Halkın sorunları bunlar. Bu durumda Anayasa değişikliğini de başbakanın sorunudur. 26 hastalığa ait ilaç etken maddesini bir tabletin içine koyarak bir ilaç üretiyorsun ve sağlam bir insana yutturmaya çalışıyorsun. Sonucunu herkes kestirebilir. Ya da mevlit yapacaksın kasaba gidiyorsun 26 kg sığır eti istiyorsun. Kasabın elinde 24 kg et var.  Kasap zuladan 2 kilo domuz eti katarak karışım yapıyor ve bu karışımdan siz yemek yapıyorsunuz. Bu yemeği yer misiniz?      “Demokratik bir ülkede demokrasinin vazgeçilmez üçayağı vardır. Yasama, yürütme, yargı. Yasama, meclisi. Yürütme, bakanlar kurulunu ifade eder. Şuanda yasama ve yürütme AKP’nin elinde. Eğer yargı, yasama ve yürütmeyi denetlemiyorsa o ülkede demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Bu anayasa değişikliğinin halktan gizlenmeye çalışan iki önemli hedefi vardır. Birincisi AKP’nin yargıyı ele geçirme çabası, diğeri de ele geçirdiği yargı sayesinde yolsuzluk ve kalpazanlık iddiası bulunanların kendi seçtikleri yargılarla kendilerini kurtarma hesabıdır”     “CHP iktidarında 1982 anayasasının toplumun tüm kesimlerinin önemi ve katkılarıyla çoğulcu demokratik daha özgürlükçü bir anayasanın düzenlenmesi hedefimiz olacaktır. “Hayırda HAYIR Var” dedi.
kaynak:: www.gorelehurses.com (Kamil YILMAZ)


1453 kez okundu

Yorumlar

meclisten kaçanlar      29/08/2010 02:42

mecliste görüşmelere girmeye cesaret edip hyır diyemeyenler şimdi meydanlarda hayır diyorlar millet vekili seçimlerinde biz sizi temsil için gidiyoruz deyip oy istediler yasa çıkarken meclisten kaçtılar ne yüzle hayır oyu istiyorlar
mustafa durmuş

     29/08/2010 01:20

yurdum insanı nekadar komik. madem hayır oyu istiyordunuz da meclisteki oylamaya niye katılıp sesinizi çıkarmadınız şimdi chp ve mhp millet vekilleri hangi yüzle hayır da hayır vardır diyebiliyor.güldürmeyin insanı
Mustafa Çamkerten

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi10
Bugün Toplam50
Toplam Ziyaret4178055
NÖBETÇİ ECZANE



   
  

google reklams