Elindedosyasıyla yerinde duramayan bir adam, belli ki

yatırımcı,gözlerinde dolar işaretiyle konuşuyor.

-Neyapalım sistem böyle.

-Sistemleriinsanlar kurar, değiştirecek olanlar da insanlardır.

Bugüçlü sesin karşısında susuyor gözleri dolar işaretliyatırımcı.

Paranınyaşamdaki önemini sorgulayıp birlikte, malın mülkün ilksahibini

sorgulayan deyişle noktalanıyor konuşma.

 Bizbunları nereden, nasıl öğrendik? Anılar hatırlatıyorlar. Hanibeyaz

adamlar geldiler de evlerde dersler verdiler. Boğazda birzengin

evindeydi biri. Uzun boylu iyi giyimliydi beyaz adam, pembesuratlı.

-Nedensizinde yatınız katınız olmasın, başkalarında var neden sizdede

olmasın? Daha, daha zengin neden olmayasınız?

Midembulanıyor.

Birbaşka yerde eğitim veriliyor küçük girişimci adaylarına;

Ördekdiye tanımlanıyor müşteriler. Avlanacak saf ve aptal yaratıkanlamı

yüklenmiş o güzelim hayvanlara. Kıkırdayan pis gülüşlerpaylaşılıyorlar. Bir

ördeğimi hatırlıyorum tertemiz, bir de bukişilerin içlerindeki adını

koyamadığım kirliliği. Kararıyoriçim.

Tıpöğrencilerine hastaya müşteri olarak bakmak öğretiliyor.

Bizlerebirileri kötü birşeyler öğretiyor. Hatta farkında olmadanneredeyse

aşılıyorlar.

Batıdangelen bir zehir aşılanıyor topluma. Çıkara dayalı

ilişkilerinnormalliğinden bahsediyor okumuş adamlar.

''Batılıolmaktan kasıt nedir? '' tekrar tekrar soruyor insan.

Batılıile özdeşleşen nedir?

''Amacaulaşmak için herşey mübahtır'' söylemlerimi?

Neleriniörnek alacağız, sömürü düzenlerinimi, nasıl

açıklayacaklarmüzelerindeki çalıntı eserleri? Uygarlık bu demek mi?

''Özgürlük,hak'' adı altında insanları kavgaya davet mi doğrudur?

Hakkıçalanı sorumlu tutmak yerine hakkı çalınanı mı sorumlu

tutmakdoğru? Aldatandan daha çok aldatılana yüklemek

sorumluluklarıahlaki, insani değerlere sığar mı?

''Demokrasi''? ''Demokrasi neye yarar'' diye kitap yazmış biri.

Özgürlüğünsınırı ne ki, nereye kadar özgürlük, yoksa sınırsızözgürlükten mi

bahsediliyor? Yani ben beş dönümlük arazimdekendi ülkemi kurmak

özgürlüğüne sahip olmaklı mıyım?

''Be''demek özgürlüğü iyi ki yoktu babamın anayasasında. İyi kiyoktu da

konuştuğum dil temiz ve düzeyli kaldı.

Buyüzden çirkin söylemlere, tıpkı bir bireyde olduğu gibi,toplumda

düzeysizliğe bayağılığa yol açacak her söylem yasakolmak gerek.

Özellikle medyanın kullanmış olduğu dili sorgulamakgerek, düşünceleride

ve düşünce özgürlüğü altında herşeyin ifade edilişine de dur demek

gerek. Önce sorgulamak gerekyazılan söylenenleri hatta düşüncelerini,

topluma neverdiklerini ve eylemlerin altında yatan nedenlerle,

insanayaraşırlık derecelerini.....

Birsöz '' söylediğin herşey doğru olacak, ancak doğru olan herşeyi

söylemeyeceksin'' der.

Başkabir yerde;

''Benliyakat aşığıyım'' diyorAtatürk kendini tanımlarken .....Yaraşırlık.

Yaraşıyormu bizlere batıya yaraşan tarzlar. '' Yaraşıyor mu

arkadaşlar''diyor çığlığım.

Borçparalarla yapılmışlarla alınmışlardan gurur duyarak

gösterişeyeltenmek, övünmek, ilerledik demek, yapılan onbinlerce

kilometreyoldan, son model araçlardan övünç duymak, yaraşıyor mu

bize?

Kendineideal olara, üstelik 2023'e kadar dünyanın ilk on

ekonomisinegirmeği hedef alan bir ülkrenin lideri yaraşıyor mu bu

ülkeye?Daha önemli değer yok mu insanlığa, ülkelere yaraşan.

''Yokmu savulun diyen'' diye bir ses yükseliyor bir yerden.

Tümbunları hazmedemeyen, kendine yediremeyen,içinde

çığlığıbüyüyenler var.

Demokrasinin, halkın devleti yönettiği bir yönetim biçimi

olmadığını,olmayacağını düşünenler için, özgürlüğün bölünüpçatışmak,

kardeşlere ayrılıklarını anlatmak olmadığını,benim haklarım demek yerine,

senin hakların dendiği, ilişkilerinsevgi üzerine temellendirildiği, saygı,

duyarlılık, adaletüzerine kurulu insana yaraşır bir düzen için yeni

sistemlerkurmak gerek.

Savaşların,insanı yüceltecek nitelik savaşlarına dönüşü gerek.

Cezasisteminin en az kullanıldığı bir sistem kurmak gerek. Dünyanınen

büyük değil, en küçük adalet sarayının olduğu ülkeolmak, bununla

övünmek gerek.

''Kitlelercezalarla yönetilirlerse yozlaşırlar, nezaketle

yönetilirlersedürüst olurlar'' sözüile batılıların sözlerinin aksini söyler

Konfiçyus.

Yinebir hatıra canlanıyor batıya dair. Verilen ilk bilgiler ilkseyahat

sırasında, konu suç ve ceza durumunda ne yapılacağınıanlatıyor. Ürküyor

insan. Batıya dair , hayata dair ilk söylemlerürkütüyor insanı.

ikincisırada ise yapılabileceklerden bahsederken, gündelik

yaşamdanörnek veriliyor, barlar..... nasıl sipariş verilecek, içkitürleri.....

özellikleri... barlardaki görgükuralları......bahşişler

Amantanrım nereye gidiyorum ben!

Benimkültürümde böyle şeyler yok.

Bilirimbenim ülkemin insanı işini sevdiğinden yapar. Hem işini heminsanı

sevdiğinden yapar. Çıkar sözünü ağzına bile almaz.Çünkü insana

yaraşmaz.

Benimülkemin insanı bağışlamanın insanı iyileştirdiğini bilir.Cezanın değil.

Hoşgörüyü herkes bizden öğrenmelidir.

Benimülkemin insanı bir bütün olduğunu bilir toplumla, bencil

değiltoplumcudur aslında. Kişisel özgürlükler bu nedenle önemlideğildir.

Yeter ki millet özgür olsun der.

Parayatapmaz bu ülkenin insanı. Biz neden başaramıyoruz diye

sorulansoruların cevabıdır bu.

Maneviyanımız zengindir bizim, tanrıyla bağımız kuvvetli

olduğundankazanırız savaşları.

Kanaatkar,merhametli ve haysiyet sahibi olduğumuzu da anlatırlar daha

önceyazanlar.

Bizlerekirliliklerini aşılayanlar var. Bize uygun olmayan şeyler

empozeedilmekte batılılaşmak adına. Bize yaraşmayan,

insanayaraşmayan......

Şimdiyenilenmek gerek, her şeyden önce etik gerek. Etik temeli

üzerinekurulmuş yeni ilkeler , yeni bir sistem gerek. Doğunun değerlerive

batının değerlerini iyice süzmek ve harmanlamak, eskiuygarlıkların bile

doğrularını sisteme eklemek ve ortaya çıkmak,''SAVULUUUUN'' demek

gerek.

İnsanayaraşır biçimde yaşamak, örnek olmak için.......

AyhanEyikoçak

5.1.2011