Bilmem kaçımız eğitim hayatımız boyunca kaç öğretmenimizi minnetle anarız? Öğretmenler gününde durmaksızın çalan telefonu olan kaç öğretmen vardır gerçekte? Kaçı saçlarını ağartmıştır erken yaşta bu uğurda?

Bizlere bilgi dışında verdiklerinden unutamadığımız kaç ders vardır insana dair, anımsamağa çalışıyorum. Bir öğretmenden bir kitap önerisi...... yaşamımı yönlendiren, o kadar.

Eğitimin tüm sorunları çözeceğini sakız ettik ağızlara da, şu eğitimden kasıt ne ki diye sormak geliyor insanın içinden.

Sözlüğe bakıyorum. Hani çocuk aklımla bile düşünüp de cevabını bulmakta zorlandığım, hemen her kelimenin anlamına bakarken, Arapça, Farsça, Latince, Fransızca olduğu iddia edilen, sonunda insanda Türkçe diye bir dilin olmadığı kanısını uyandıran sözlükler.

Eğitim kelimesinin karşılığı olarak, bilgi, beceri, anlayışlar elde edilişi, kişilikleri geliştirmeleri olarak tanımlanırken, ''terbiye'' ikinci şık olarak karşımda duruyor. Terbiyenin karşılığı cümle içinde kullanmak suretiyle anlatılıyor ve çorba terbiyesi ve eti terbiyelemekten de bahsedip, hayvanlarla ilgili olarak kullanım karşılığı da dizgin olarak yer almakta.

Dizgin sözünün anlamına gelince de, ''hayvanı yönetmeye yarayan kayış'' çıkıyor karşımıza.

İşte benim anladığım eğitim sözünün anlamı tam da bu.

Eğitim anlamında ne aldık okullardan, eğitim anlamında ne verilmekte insanlara şimdilerde. Alınan cevapların içleri boş.

Çalan ziller, ders saatlerine uymak, kılık kıyafet, davranış kuralları dışında kişilik gelişimine dair örneğin, birşeyler anımsatıyor mu anılar.?

Eğitim yalnızca öğretimi anlatır gibi kullanılmakta.

Bir yanda yapılan okul binaları.... diğer yanda eğitim çığlıkları atılırken, diğer bir yanda da başka bir çığlıkla bastırılıyor çığlıklar. Eğitim kurumlarında insan, sevgi, saygı, adalet, duyarlılık, doğruluk, dürüstlük, vicdan gibi değerlerle yoğrulmadan, bilgi ile donatılırsa bunun sonuçlarının insanlık için daha büyük tehlike yaratacağı söylemidir insanı irkilten.

Bu durum bir kızılderili dedenin torununa verdiği örnekle aynıdır. İnsanın iki aklı olduğunu, beden aklı ve ruh aklı olarak ve eğer ruh aklı beden aklı gibi geliştirilmezse ölü insan olunacağını anlatır.

İnsan ne kadar bilgi ve birikime sahip olursa olsun, insanı yücelten manevi değerlere, ahlak ya da etik ilkelere sahip olmaz ise bunu kötüye kullanımı kaçınılmazdır sonucuna varıyor insan.

O nedenle eğitim derken bilgilendirmek ve öğrenmeği sevdirmek yöntemlerinin yanısıra, insanın içinde barındırdığı olumsuzlukları dizginleyen, insan kıvamına ulaştıran, değerli kılan unsurlarla donatmak öncelikli olmak gerek.

Aksi takdirde, suistimale açık yasalar, yasaları çıkarları doğrultusunda yorumlayan yönetimler ve toplumlar, sorunlar üreten bir sistem, arda arda üretilen sorunları çözmek için uğraşan bir kitle, baskılar, cezalar, suçlar, güvensizlik ve ardından da silahların konuştuğu bir dünyada yaşamak kaçınılmaz olur.

''Ne olacaksın?'' sorusuna verilecek birinci cevap, doktor, öğretmen, mühendisten daha önce ''İYİ BİR İNSAN''  demek gerek.

Yazar:Ayhan EYİKOÇAK