HEDEF BÜYÜK ORTA DOĞU PROJESİ

        Ülkemizin gündemini son zamanlarda en çok meşgul eden konuların başında Kürt sorunu denilen mesele yer almakta. Bu konuyu anlamak için konuyu farklı boyutlarıyla ele almak gerekir.

          İşin özüne bakıldığında, karşımıza Kürtlerle Türkler arasındaki sürtüşme değil PKK adındaki terör örgütü ve bu örgütün Türkiye‘deki siyasi uzantısı olan BDP çıkar. Fakat konuyu masaya yatırıp daha da derinlemesine baktığımızda kendi sinsi planları için PKK terör örgütünü ve BDP yi maşa olarak kullanan İsrail’i, Avrupa devletlerini ve hatta okyanus ötesini görürsünüz.

       Bu kadar emin konuşmamın sebebi ne diyecek olursanız. Dünya kuruldu kurulalı geçerli olan vermeden almak olmaz kuralıdır.

       PKK terör örgütünün ellerindeki silahları incelediğinizde üzerlerindeki yazıların, bu silahların Avrupa ve ABD menşeyli olduğu gerçeği karşımıza çıkar. Haliyle bu durum sadece silahla sınırlı kalmayıp yiyecek ve giyecek yardımını da beraberinde getirir.

    Şimdi dünya gerçeklerini göz önüne alarak akl-ı selim biçimde düşündüğümüz de kimse,  kimseye hayrına sevabına ne silah verir ne giyecek ne de yiyecek. Öyle olsaydı bu saydığımız güçler önce Somali’de ki üstte yok, başta yok çaresizce ölen insanlara yardım ederlerdi. Eğer yardım ediyorlarsa şuna emin olun ki elbet bir çıkarları vardır. Ayrıca, menfaat göz etmeden yapılan bir yardım var ise bu durum yalnızca Türkiye gibi vicdan eli taşıyan müslüman ülkelere mahsustur.

     Peki, bu emperyalist güçler bu yardımı yaparken ne çıkarları olabilir diye en saf halimizle dahi düşünecek olursak. Doğal olarak insanın aklına önce petrol geliyor. Neden mi? Yanı başımızdaki Irak’ta demokrasi getireceğiz bahanesiyle işgal edilerek petrol yağması yapıldı da ondan. Fakat biraz daha derinlemesine düşündüğümüzde işin içinde petrolden çok daha fazlası olduğu apaçık ortaya çıkar.

      Ülkemizin doğusu yalnızca petrol değil. Yer altı kaynakları bakımından en zengin bölgemiz olarak bilinir. Tabi ki her şey yer altı kaynağıyla da bitmiyor. Fırat ve Dicle nehirlerini de asla yabana atmamak gerekir. Peki, ya Harran ovası, Van Gölü ve saymakla bitiremeyeceğimiz daha niceleri….

   Görüldüğü üzere Güney Doğu ve Doğu Anadolu bölgelerimiz kıymeti hala tam olarak farkına varılmamış paha biçilmez bir hazinedir.

    Şimdi resmin bütününden bir sonuç çıkaracak olursak. Ne yazık ki konunun, emperyalist ülkelerce Orta Doğunun kanını emmek için sınırlarını yıllar önce belirlediği Büyük Ortadoğu Projesi’ne dayandığı gerçeğiyle karşı karşıya kalırız.

Yani konu Kürt meselesi falan değil Büyük Orta Doğu Projesinin gerçekleşmesi için başlatılan Arap Baharı’nın Türkiye ayağıdır.

NOT: Sitemizde yayınlanan köşe yazılarından yazarların kendileri ve yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşleridir. Yorumu ekleyen kişi kimliğini gizlemesi durumunda yapılan yorumlar onaylanmamaktadır. Köşe yazılarından ve yazılan yorumlardan www.cavuslu.org  Çavuşlu  Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz